Dolar son 1 ayda en fazla sterlin ve TL’ye karşı değer kazandı
Bloomberght – Dolar son 1 ayda en fazla İngiliz sterlini karşısında değer kazanırken, sterlini Türk lirası, İsveç kronu ve Romanya ronu izledi
Dolar, yılın son çeyreğine girdiğimiz bugünlerde diğer para birimleri karşısında hızla yükselerek piyasalarda “kur savaşları” ve “Dolar: ABD’nin para birimi, dünyanın sorunu” klişelerinin yeniden gündeme gelmesine neden oldu.
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) eylül ayı toplantısını pas geçmesiyle yılın son çeyreğinde faiz artışına gideceği beklentisinin artması, ABD dışındaki birçok ülkenin ya ekonomik aktiviteye ilişkin sorunlar ya da toplumsal ve politik sorunlarla uğraşması doların diğer para birimleri karşısındaki yükselişini destekliyor.
Doların son birkaç haftada ivme kazanan yükselişi, dolar endeksini 7 ayın zirvesine taşırken, piyasalarda klişe haline gelmiş olan “kur savaşları” ve “Dolar: ABD’nin para birimi, dünyanın sorunu” terimlerinin de tekrar gündeme gelmesine neden oldu.
1944 yılında Bretton Woods Anlaşması’nı bozma kararının hemen ardından ABD Hazine Bakanı tarafından söylendiği sanılan ve bugüne kadar popülerliğinden hiçbir şey kaybetmeyen “Dolar bizim para birimimiz ama sizin sorununuz” sözü, piyasalarda özellikle böyle dönemlerde ilk akla gelen klişelerden oluyor.
Dünya ticaretinin neredeyse yüzde 60’lık kısmının dolar ile yapıldığı göz önüne alındığında, dolar kurunun cari seviyesinin ticaret dengeleri ve kar marjları üzerinde ne kadar etkili olduğu daha net bir şekilde görülebiliyor. Bu bağlamda “kur savaşları” terimi, ticari denge ve endişelerin arttığı dönemlerde tekrar ortaya çıkıyor. Ülkelerin para birimlerinin, özellikle dolar karşısındaki değerinin kar marjları ve ticaret hacimleri üzerinde risk oluşturmaması için para politikaları kanalıyla yaptıkları açık ve gizli müdahaleler için kullanılan “kur savaşları” tabiri, yıllardır kur piyasasındaki her volatilite artışında gündeme geliyor.
– Dolar, en fazla İngiliz sterlini karşısında değer kazandı
Son bir aylık fiyat gelişmelerine bakıldığında, dolar yüzde 8 ile en fazla İngiliz sterlini karşısında değer kazanırken, sterlini yüzde 4 ile Türk lirası, yüzde 3,5 ile İsveç kronu ve yüzde 3 ile Romanya ronu izledi.
Diğer öne çıkan gelişmekte olan ülke para birimlerine bakıldığında ise Brezilya reali ve Rus rublesinin dolar karşısında sırasıyla yüzde 4 ve yüzde 3 değer kazanmasına karşın Malezya ringiti yüzde 3, Çek korunası ise yüzde 2 düşüş kaydetti.
Yılbaşından bu yana dolar karşısında en fazla değer kaybeden para birimlerine bakıldığında ise yüzde 53 ile Nijerya nairası, yüzde 21 İngiliz sterlini ve yüzde 16 ile Yemen riyali ilk 3 sırada yer alıyor.
Dolar endeksi, 2 Aralık 2015’te 100,5 ile yaklaşık 13 yılın zirvesini görmesinin ardından bu yılın ilk yarısında genel olarak düşüş eğiliminde hareket etti ve 3 Mayıs 2016’da 91,9 ile yılın en düşük seviyesini gördü. Yılın ikinci yarısında yükseliş trendine giren dolar endeksi, bugün 98,1’i görerek son 7 ayın zirvesine yerleşti.
Dolar/TL ise 2016 yılına 2,9230 seviyelerinden başladı ve 2 Mayıs’ta gördüğü 2,7890 seviyesinden itibaren bugüne kadar kademeli olarak yükselişini sürdürdü. Dolar/TL bugün 3,1132 ile tüm zamanların rekorunu kırdı.
– “Fiyatlar dalgalanacak ve denge seviyesini bulacak”
AA muhabirine konuya ilişkin değerlendirmede bulunan DenizBank Özel Bankacılık Sermaye Piyasası Araçları Yönetmeni Orkun Gödek, ABD dolarında son bir ay içerisinde görülen değer kazancının gelişmiş ve gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında etkisini artırarak sürdürdüğünü kaydetti.
Gödek, “Gelişmiş ülkeler grubunun kendi içerisinde olumlu hikayesi olan üyeler ile negatif ayrışma için nedenlerin üst üste gelen üyeleri ayrı bir fiyatlamaya maruz kalıyor.” dedi.
Petrol üreticisi konumunda olan Brezilya, Rusya ve Kolombiya gibi ülkelerin para birimlerinin 26-28 Eylül’de gerçekleştirilen OPEC toplantısından bu yana primlendiğini belirten Gödek, petrol fiyatlarındaki yükselişin, ithalatçı konumda bulunması nedeniyle göstergelerinin olumsuz etkilenmesi beklenen Türkiye ve Güney Afrika gibi ülke varlıklarında satış baskısına neden olduğunu söyledi.
Gödek, son dönemde küresel çapta pozitif ABD doları hikayesinin altını dolduran farklı başlıkların peş peşe gerçekleştiğini, bunlar arasında İngiltere’de Brexit sürecinin Mart 2017’den önce başlatılabileceği açıklamaları ile sterlin/dolar paritesinde son 31 yılın en düşük seviyelerinin görülmesi, Deutsche Bank özelinde Avrupa bankacılık sistemine yönelik kaygıların artmasıyla da avro/dolar paritesinin düşüş trendine girmesinin öne çıktığını kaydetti.
Sterlin/dolar paritesindeki zayıflamanın, avro/dolar başta olmak üzere çapraz kurlar üzerinden doların değerlenmesine neden olduğunu belirten Gödek, Çin’de yuanın sabitlenmesinde kritik 6,70 seviyesinin üzerinde oluşmasına izin verilmesi, Güney Afrika’da Maliye Bakanı Pravin Gordhan’a ilişkin hukuki süreç, ABD tahvil faizlerinde yaşanan yükseliş ve kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Türkiye’nin notunu düşürmesinin son dönem için dolardaki yükselişe gerekçe olarak sunulabileceğini belirtti.
Gödek, şu görüşleri dile getirdi:
“Dünyadaki gelişmelere paralel olarak Moody’s’in Türkiye kararı sonrası yaşanan satışları Türk lirası fiyatlamaları açısından doğal karşılamak gerekiyor. Bir süre birlikte değerlendirildiğimiz gelişmekte olan ülke para birimlerinden olumsuz ayrışma gösterilebileceğini ancak bunun normal bir süreç olduğunu düşünüyoruz. Fiyatlar dalgalanacak ve denge seviyesini bulacak. Şu aşamada her yeni yükseliş noktası ayrı bir zirve ifade ettiğinden teknik açıdan seviye belirtmenin çok doğru olduğunu düşünmüyorum.”
– “Fed’in faiz artışının hangi seviyede sonlanacağı önemli olacak”
Saxo Capital Markets Menkul Değerler Uluslararası Piyasalar Kıdemli Uzmanı Uraz Çay da ABD ikinci çeyrek büyümesindeki yatırım ve stoklardaki düşüş nedeniyle yaşanan gerilemenin, dolar endeksinin temmuz ayındaki düşüşünün en önemli nedeni olduğunu vurgulayarak, ağustos ayında Jackson Hole toplantısında Fed üyelerinin artış yönlü konuşmaları ile eylülde hem verilerdeki toparlanma hem de Fed toplantısında karara itiraz eden üç üyenin olmasının dolar endeksinde yükseliş trendini desteklediğini kaydetti.
Çay, dolar endeksinde temmuz ayı seviyesinin üzerine çıkılmasındaki asıl nedenin, Brexit belirsizliğinin sterlin ve avro üzerinde baskı oluşturması ve petrol fiyatlarındaki yükselişin ABD büyümesi ve enflasyon beklentilerine pozitif yansıması olduğunu belirterek, “Fed’in faiz artırımı için aralık ayı beklentilerini artırması, enflasyon beklentilerinin petrol nedeniyle yükselmeye devamı ve Brexit belirsizliği nedeniyle doların güvenli liman özelliği yıl sonunda dolar endeksinde tekrardan bir rekor seviyesinin görülmesini destekleyebilecek gelişmeler.” ifadelerini kullandı.
Bu yılın son çeyreğinde dolar endeksindeki yükselişin devam etmesinin teknik açıdan da desteklendiğini, 2017’nin ilk çeyrek performansının ise Fed’in faiz artışı sürecinin nerede sonlanacağına bağlı olacağını vurgulayan Çay, gelişen ülke kurlarında dolar karşısındaki kayıpların telafisinin yılın son çeyreğinde pek mümkün görünmediğini savundu.
Çay “2017’de tekrardan getiri arayışı (ABD tahvillerindeki 30 yıllık rallinin mevcut politikalarla bitmesi zor) korkulan senaryoların gerçekleşmemesi açısından önemli. Ancak mali politikaların ABD tarafında 2017 ikinci çeyreğinden itibaren daha aktif olması (Clinton’ın başkanlığı düşünüldüğünde) ABD 10 yıllık getirileri ve gelişen ülke kurları açısından uzun vadede asıl hareketi belirleyen olacaktır.” diye konuştu.